Tastamam eksik!

22 Ocak 2012 Pazar

Proje nasıl yazılır ondan soruluyor

Mehmet Turan Çuhadar, öğrencilerine ders anlatırken....

Tekirdağ Vali Yardımcısı Mehmet Turan Çuhadar, Avrupa Birliği ve yerel kaynaklara yönelik hibe fonlarına dair uzmanlığını, akademik alanda doçentliğe kadar taşıdı. Bilgi birikimini gerek üniversitede gerekse Tekirdağ'da açılan kursta öğrencileriyle paylaşıyor.
****
Son yıllarda, 'Avrupa Birliği hibe fonları' ve 'Kalkınma ajansları fonları' sözcüklerini sıkça duyar olduk. Yine de bu fonların nasıl bir mekanizmayla çalıştığını, ne tür projeler talep ettiğini bilenimiz pek az. Zihnimizde çok ayrıntılı ve akademik bir şema belirdiği için de öğrenmekten korkuyoruz. Bu fonları, Türkiye'de en iyi bilen isimlerden birinin Tekirdağ Vali Yardımcısı Mehmet Turan Çuhadar olduğunu öğrenince yanına gidiyoruz. Çuhadar, 2002'den beri hibe fonları alanında çalışıyor. Yüksek lisans, doktora ve doçentlik çalışmalarını bu alana yönelik yürüten Çuhadar için 'projelerin profesörü' demeyi çok isterdik ama bunun için üniversitede kadrolu çalışmak şartı konulmuş.

Mehmet Turan Çuhadar; Namık Kemal Üniversitesi'nde İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku, Yönetim, Yönetim Organizasyonu, Örgütsel Davranış, İnsan Kaynakları, Proje Yönetimi gibi alanlarda derslere giriyor. Sadece üniversiteyle sınırlı değil. Kalkınma Ajansı'nın hibe çağrısına 'İnsanlar Yetişir, Kurumlar Gelişir' isimli bir projeyle cevap veren sıra dışı bürokratın yazdığı proje, 100 bin lira civarında nakdi bir destek alır. Bu çerçevede 23 Eylül'de başlattığı programda, proje yazma eğitimleri vermeye başlar. 21 Ocak'ta bitecek eğitim sonunda 95 aday, 57 saati atölye çalışması olmak üzere, 180 saatlik bir eğitim almış olacak. Eğitime katılanlar, sadece il ve ilçelerde çalışan kamu kuruluşlarındaki personeller değil. Üniversitelerdeki öğretim üyelerinden de ciddi katılım var. Bu program sonrasında her katılımcı, birer proje yazacak. Projeler, Kalkınma Ajansı tarafından değerlendirilecek. Sınav ve proje notlarının ortalaması 70'in üzerinde olanlar 'proje uzmanı' olabilecek.

Proje hazırlarken bunlara dikkat!


ABD'de yer alan Project Management Instution'a göre Türkiye'de 500 civarında proje yöneticiliği belgesi alan var. Bunların birçoğu yurtdışında çalışıyor. Başarılı bürokratın amacı yurtiçinde, proje yazabilecek insan sayısını artırabilmek. Kendisini de bu hedeften muaf tutmuyor: "Kyoto Protokolü çerçevesinde AB ülkelerinin taahhüt ettiği, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili belli bir üretim söz konusu. Bu zor gözüküyor. Bunun içinde 2014 sonrası Balkan ülkelerine ve Türkiye'ye ciddi destek geleceğini tahmin ediyorum. Böyle olunca büyük projeler yazmayı hedefliyorum."

Mehmet Turan Çuhadar'ı bulmuşken, öncelikle bu fonların ne anlama geldiğini açıklamasını istiyoruz kısaca. Bizi kırmadan ama akademisyenliğinden ödün de vermeden başlıyor anlatmaya: "Türkiye'deki hibe fonlarını ikiye ayırabiliriz. Birincisi Avrupa Birliği'nden (AB) beslenenler. İkincisi ise yerel kaynaklardan beslenenler. AB'ye aday ülke statüsüne erişen Türkiye, 2004'de AB fonlarıyla tanıştı. Aday ülkelere yönelik sistemden farklı olarak, Türkiye'ye tek çatı altında topladığı hibe programlarını uygulayan AB, katılım öncesi malî destek programı anlamına gelen IPA'yı da var olan illerin yüzde 50'sine dağıttı. AB'nin uyguladığı ikinci program ise IPARD yani kırsal kalkınma programı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı Kırsal Kalkınma Kurumu tarafından yürütülen program, ilk etapta 20, ikinci etapta 22 şehir olmak üzere toplam 42 şehirde uygulanacak. Oldukça yeni bu proje için Türkiye'den 4 proje kabul aldı. Çağrılar devam ediyor. IPARD projesi çerçevesinde Türkiye'de 1 milyar Euro'luk dağıtım yapılacak."
Çuhadar, devam ediyor: "Yerel kaynaklardan beslenen hibe programlarının en belirgini ise AB paralelinde kurulan 22 Kalkınma Ajansı'nın yürüttüğü hibe programları. Burada amaç, altyapı projelerini, rekabet gücünü artırıcı ve sosyal içerikli projeleri desteklemek."

Ona göre, projenin başarılı olabilmesi için çeşitli kriterler var. Projenin yazım teknikleri, ilgililik, sürdürülebilirliğiyle ilgili bölümler önemli. Finansal, çevresel ve kurumsal sürdürülebilirliği olan bir projenin kabul edilme şansının çok yüksek olduğunu söylüyor Çuhadar. Projede içerik kadar şekil yani biçimin de muntazam olması gerektiğini belirtmeden geçmiyor.

Projeyi duyunca ödeneği 5 katına çıkardılar


Muğla'dan sonra arıcılığın en çok geliştiği şehir olan Ordu'da, görev yaptığı sırada balın içeriğine yönelik bir ölçüm ve laboratuvar sistemi hazırlamak isteyen Mehmet Turan Çuhadar, kolları sıvar ve projeyi yazmaya girişir: "Dünyada da buna yönelik bir laboratuvar sistemi yok. Balın içinde hangi çiçekten ne kadar var, ağır metal var mı yok mu, içinde nelerin olduğunu analiz edecek bir sistem öngörmüştük. Projeyi başta 2 milyon 300 bin Euro olarak yazdık. Proje, AB Delegasyonu'na gidince bir bakıldı ki, bu sadece Türkiye'nin değil, AB'nin hatta dünyanın sorunu. Proje geçti, 'Buyurun görüşmelere başlayalım' dediklerinde; 'Hayır, biz bu bütçeyle bu işi çözemeyiz. Bütçemizin daha yüksek olması lazım' dedik ve 10 milyon Euro'ya yakın bir bütçe istedik. Gönül rahatlığıyla verdiler çünkü sadece Ordu'nun ve Türkiye'nin değil, dünyanın bir sorununu çözmüş olacağız. İki, üç sene içinde Türkiye'de yenen balların içinde neler olduğunu rahatlıkla görebileceğiz. İçine ne kadar şeker katıldığını da. Proje ilk günden beri bazı bal üreticilerinde endişe yarattı."
AB'nin bize ayırdığı paranın 10 katını kaybettik

AB'nin 2006-2013 dönemi için Türkiye'ye ayırdığı kaynak, 11 milyar Euro civarında. Bu miktarı düşündüğümüzde, Tekirdağ Vali Yardımcısı Mehmet Turan Çuhadar göre, "Türkiye'nin özellikle koalisyon dönemlerinde, 1990'lar ve 2000'lerin başlarındaki kaybını hesapladığımız zaman, AB'nin bize ayırdığı paranın belki 10 katını kaybettik." Üniversitelerin, hükümetin ve üst düzey yöneticilerin bir an önce proje yazımı üzerine eğilmesi gerektiğini düşünen Çuhadar, böylelikle ölü yatırımların da biteceğine inanıyor: "Hatta öyle olmalı ki, merkezden kaynak talep eden yerel kuruluşlar, proje yapmak ve onu ayrıntılandırmak suretiyle kaynak alabilmeliler. 'Ankara'ya gittim. Kapıda bekledim, şu kadar para aldım' dönemi artık bitmeli."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder