Tastamam eksik!

9 Mart 2012 Cuma

Keith Campbell: Narsisizm bulaşıcı bir hastalık




"Living in the Age of Entitlement" kitabıyla dünyada ses getiren, eseri Türkçeye de 'Asrın Vebası: Narsisizm İlleti' adıyla çevrilen Keith Campbell, İnsan Kaynakları Zirvesi'ne katılmak üzere İstanbul'a geldi. ABD'li ünlü psikolog, narsisizmi salgın bir hastalık olarak tanımlarken, her 11 kişiden birinin narsist eğilimli olduğunu söylüyor.
***
Jean Twenge ile birlikte narsisizmi 'insan ruhunun fast-food'u' olarak tanımlarken, neyi kastediyorsunuz?
Fast-food gibi hızlı, kolay erişilebilen ve gittikçe daha kolay olan bir şey, narsisizm. İnsanlar aynaya bakınca çok güzel göründüklerini düşünüp, kendilerini iyi hissedebiliyor. Ama uzun vadede, onların bütün ilişkilerine zarar veren bir hal alıyor bu. İnsanlara 'Sen çok güzelsin' ya da 'Ben çok güzelim' deyip pompalamak o kadar kolaylaştı ki, fast-food benzetmesi yaptık.

Fast-food'a benzettiğiniz narsisizm neden kalıcı hasarlar bırakıyor?
Narkotik gibi düşünün bunu. İnsanlar uyuşturucu aldıklarında kendilerini çok iyi hisseder. O duygudan sonra hep kullanmak ister. Ama uzun vadede zarar veren bir şeydir. Fast-food da besleyici bir yanı olmamasına rağmen toplumda bir yer edindi. Bunun nedeni çok kolay erişilebilir olması ve satışı artıran bir özelliğe sahip olması. Büyük ihtimalle ciddi bir gazetede yazıyorsunuz... Herhangi bir gazeteyi açtığınızda, bikinili modelleri neden kullanıyorlar? Bu sebepten! Ucuz, kolay ve tiraj artırıyor.

Modernite ve narsisizm arasında nasıl bir ilişki var?
Modern yaşam içinde narsisizm, insan hayatının bir parçası. Çünkü kendilerini iyi hissetmenin peşindeler. Bir şeylerin satışını da şirketler bazında düşündüğünüzde, her türlü yaşantı biçiminin içinde yer alan bir olgu narsisizm. Fakat diğer taraftan ölçü çok önemli. Bu hayatınızın amacını kaplarsa problem ortaya çıkıyor. Yoksa narsist özelliklere sahip olmak, insanın işine yarayan birtakım özellikleri de beraberinde getiriyor. Ama bunun limitleri çok önemli. Çizginin üzerine çıkıldığında, size eşsiz ve özel olduğunuz söylendiğinde, bunu tek algılayış biçimi olarak kabullendiğinizde sorunla karşı karşıya kalıyorsunuz. Sizin özel olduğunuzu düşünmeniz, sizi toplumsal hayattan da dışlıyor! 'Bunlar bana layık değiller' düşüncesini getirmeye başlıyor.

İnsan narsisizmi nasıl yararlı bir hale getirebilir?
Aynaya baktığında kendinden memnun olan bir kişiden bahsediyoruz. Bu etkileyiciliği elde ettikten sonra, bunu diğer insanlar için bir değer haline çevirebilmek önemli olan. Bunu da yapabilmek için, kendiniz için istediklerinizi, başkalarının faydasına olacak şekilde düzenleyerek sağlayabilirsiniz. Bunu tarihte yapmış birçok kişi var. Mc Carthy, bunlardan birisi. Japonya'yı yeniden inşa eden kişi aslında. Vasıfları içinde çok narsistik özellikler var. Bunu kendi çıkarı için yapıyor ama toplumun faydasını düşünüyor.

Facebook, Twitter'dan daha tehlikeli

Karizma ve narsisizm arasındaki bağı nasıl kuruyorsunuz?
Çok yakın bir ilişki var. Karizmatik kişiler, çok istikrarlı ve dengeli kişiler oluyor. Özellikle kriz dönemlerinde çok hızlı ve kısa vadede herkesin faydasına kararlar alıyorlar.

Aralarındaki ortak payda güven mi? Dünya siyasetinde bu tipte gördüğünüz liderler var mı?
Tarihe baktığımızda buna ihtiyaç olan dönemleri gördük. Özellikle kriz dönemlerinde, karizmatik-narsist liderlerin istikrarı çok çabuk getirdiklerini görüyoruz. Sadece karizmatik olanlara baktığımızda, bir zaman iktidarda oldukları halde, miadını doldurduklarında ortadan kayboluyorlar. Onları bir daha göremiyorsunuz. Bir örnek vermesem daha iyi. (Gülüyor)

Narsisizmi neden bir salgın olarak görüyorsunuz?
Çünkü oran çok yüksek. Her 11 kişiden 1'i narsist. Büyük bölümü gençlerden oluşuyor ve kültürel olarak hızla yayılıyor. Bulaşıcı bir hastalık. Salgın hastalık dediğimizde aklınıza ne geliyorsa, aynısı narsisizmde de geçerli.

İnternetteki sosyal paylaşım mecralarına, özellikle de Facebook ve Twitter'a bakışınız nasıl?
Facebook'la ilgili çok araştırma var. Facebook'ta birisinin teklifini kabul ettiğinizde, onun arkadaşı oluyorsunuz. Onu takip edebiliyorsunuz. Genç nüfus içindeki narsistler, Facebook'u daha çok kullanıyor. Çünkü orada kendilerini daha fazla başkalarına açabiliyorlar. Twitter daha tuhaf bir mecra. Orada insanlar birbirlerini takip etmek zorunda değil. Ünlü kişilerin, toplumda yer edinmiş kişilerin mecrası olma yolunda Twitter. Gençlerin çok ilgi göstermediği bir alan olma yolunda. Bir anlamda pazarlama aracı. Özellikle medya çalışanları için böyle. Başka boyutta bakarsak, insanların kendi reklamlarını ne boyutta yaptıkları, tweet sayısı, ilgi çekmeyecek şeyleri ilgi çekiciymiş gibi yansıtmaları, narsisizm.

Narsisizm, ekonomik krizleri tetikliyor

Narsisizmin bir başka boyutu da tüketim çılgınlığı. Ekonomik krizlerin de bu bağlamda narsisizmle bir ilgisi yok mu?

Öyle bir sistem var ki, insanlar kendilerini daha da iyi hissetmek için daha da harcamak zorunda. Böylece etrafındakileri de teşvik ediyor. Diğeri, ihtiyacı olmadığı halde 'Ondan ne farkım var?' diyor. Kredi kartlarını ödeyemeyince bankadan kredi alıyor. Çöküş başlıyor. Bundan birkaç yıl önce diş beyazlatma, sadece ünlüler arasında modaydı. Sonra bütün toplum dişini beyazlatır oldu. Ama şu anda kimin dişinin daha beyaz olduğu, umrumuzda değil. Şişirilmiş bir balon bu.

Kişisel gelişim sektörünün, bu balonu şişirdiğini düşünüyor musunuz?
Kişisel gelişim yayınları da narsisimle birlikte artıyor. Belli ki toplumsal düzeyde bir mutsuzluk var ve bunun altından kalkılmaya çalışılıyor. İnsan gittikçe bireyselliğe eğiliyor. Kendisini değerli kılmak için bu trendin içinde kalmaya çalışıyor.

Din, narsisizm için bir sığınak olabilir mi?
Din ve spritüel olaylar, insanın kendisinden daha büyük bir varlıkla karşı karşıya geldiğini öğretir. Narsist insanlar bunu kabullenmekte zorlanır. Bunu kabulleniyorsa, bir adım ileri atabiliyordur. ABD'de insanların din aracılığıyla sosyalleşmesi, bir ağın içine girmesi, dini liderlerin desteklediği bir şey. Amaçlardan birisi de bu destek sürdüğü sürece, başkalarını da dine çekebilme özelliğine sahip olabilmeleri. Bu çok hassas bir denge.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder